Yaban kuğuları masalı oku

Yaban kuğuları masalı oku. Bir prenses ve büyücü tarafından kuğuya çevrilen 11 prensin yaşadıkları maceralar anlatılan yaban kuğuları hikayesi sayfamızda paylaşıldı.

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde ülkenin tekinde bir kral ile on bir oğlu ve bir kızı varmış. Kralın karısı bir gün ölmüş. Kral ve çocuklar Kraliçenin ölümüne çok üzülmüş. Bir süre geçince kral yeniden evlenmiş. Fakat Kralın yeni evlendiği eşi kötü kalpli bir büyücüymüş. Kralın eski karısından olan çocuklarını hiç sevmiyormuş. Krala her zaman çocukları şikayet ediyor ve çok yaramaz olduklarını söylüyormuş. Onları saraydan kovmak için de çare arıyormuş. Yeni kraliçe o kadar çok şikayet etmiş ki, Kral sonunda bu şikayetlere inanmaya başlamış. Yakın bir yerde yaşayan bir çiftçi ailenin yanına kızını vermiş. On beş yaşını doldurana kadar kızı bu ailenin yanında kalacakmış.

Kötü kalpli kraliçe kralın on bir oğlunu ise büyü ile on bir kuğu kuşuna çevirmiş. Kuğuya dönen çocuklar bir sabah uçarak saraydan gitmişler. Aradan seneler geçmiş. Kralın çiftçinin yanına verdiği kızı on beş yaşına basmış. Aynı gün hemen saraya dönmüş. Babasını görmek için beklerken üvey annesi onu görmüş. Ama kız çok güzel bir prenses olmuş. Melek gibi bir kalbi olan bu iyi huylu kızı kıskanmış ve saraya dönmesine çok sinirlenmiş. Hemen ona büyü yapmış ve çirkin bir kıza çevirmeye çalışmış. Ancak yaptığı büyüleri sadece kötü insanlar üzerinde etkiliymiş. Temiz kalpli ve iyi niyetli olanlara bu büyüler etki etmiyormuş.

Kötü kraliçe iyi kalpli kızı büyü ile çirkinleştiremeyeceğini anlamış. Kız uyurken yüzünü kara bir boya ile boyayıp, saçlarını karıştırmış ve püskül gibi dağıtmış. Kızı uyurken kral gelmiş. ama baktığı kızı tanıyamamış ve “Bu benim kızım değil” demiş. Sonrada onun saraydan kovmuş. Saraydan kovulan genç prenses çaresiz ve gözü yaşlı bir halde yola koyulmuş.

“Bari kardeşlerimi bulayım, biz birbirimize destek olursak kimse bize zarar veremez” diye ağlar bir halde iken önüne çıkan ormana dalmış. Ormanda karşısına yaşlı bir kadın çıkmış. Yaşlı kadını saygıyla selamlamış ve ona; “Hiç 11 genç prens gördünüz mü?” diye sormuş.

Yaşlı kadın: “Güzel kızım, hiç on bir prens görmedim fakat akşam vakitlerinde deniz kıyısına inen on bir kuğu görüyorum” diye cevap vermiş. Genç prenses üzgün bir şekilde yaşlı kadının yanından ayrılıp deniz kıyısına gitmiş. Bir süre sonra akşam üstü olmuş.

Ve yaşlı kadının sözünü ettiği on bir kuğu deniz kıyısına gelmiş. Prensesi gören kuğular bir anda on bir genç prens haline dönüşmüş. Genç prenses çok şaşırmış ama yıllar geçse de hemen kardeşlerini tanımış. Koşup onların yanına gitmiş. Kardeşleri de aynı şekilde genç prensesi hemen tanımışlar. Birbirlerine sarılmışlar. Sevinç ve mutluluk içindelermiş. On bir prens, genç kıza yaşadıklarını anlatmış.

Prensler ancak güneş batınca insan şekline dönüşebiliyormuş. Güneş doğunca yine kuğu haline dönüyorlarmış. Güneş doğmak üzere iken yine kuğuya dönüşecekleri için kız kardeşlerini de yanlarında götürmeye karar vermişler. Orada bulunan sazlardan bir sepet yapmışlar. Genç prensesi bu saz sepetinin içine oturtmuşlar. Tam işleri bittiği anda güneş doğmuş, prensler tekrar kuğu haline dönüşmüş. Her biri kuğu sepetin bir ucunu tutmuş ve uçmaya başlamışlar. Genç prenses bulutların üzerinden kardeşleri ile uçarken çok mutlu olduğunu hissetmiş. Sanki bir rüya gördüğünü düşünmüş.

Bir süre sonra genç prenses sepetin içinde uyumaya başlamış. Rüyasına bulutlar ülkesinin perisini girmiş. Peri genç prensese öğüt vermiş:
“Eğer kardeşlerinin tekrar insan haline dönmesini istiyorsan, her birine ayrı ayrı ısırgan otundan giysi hazırlayıp onlara giydirmen gerekiyor. Ancak giysileri bitirene kadar kimseye bundan bahsetmemen gerekir. Yoksa kardeşlerin sonsuza kadar hep kuğu olarak yaşamak zorunda kalır” demiş ve kaybolmuş. Genç prenses uykusundan uyanığı zaman kardeşlerine gördüğü rüyadan hiç bahsetmemiş. Kardeşleri genç prensesi yakınlardaki bir ülkenin topraklarına bırakmış ve geri dönmek üzere uçup gitmişler. Genç prenses hemen ısırgan otu toplamaya başlamış. Ama otlar toplarken ellerini şişirip yakıyormuş. Genç prenses ellerinin acımasına aldırmamış ve otları toplamaya devam etmiş. Kardeşlerinin kurtarmak için bu acıya katlanmış. Böyle düşünmek acısını unutmasını sağlamış. Genç prenses ısırganları topladığı sırada, o bölgede avlanan bir prens onu görmüş. Gördüğü genç kızın muhteşem güzelliği karşısında çok etkilenmiş. Hemen genç kızın yanına gitmiş ve ona selam vermiş. Genç prensese ne yaptığını sormuş. Fakat genç prenses yaptığı işi hiç kimseye söylememesi gerektiği için bir cevap vermemiş. Prens, genç prensesi kendi sarayına davet etmiş. Genç prenses sarayı çok beğenmiş.

Prens de çok iyi kalpli ve saygılı bir gençmiş. Bunu gören genç prenses, prensle evlenmiş. Genç prenses sarayda günlerini geçiriyormuş ama bir yanda da kardeşlerini unutmamış. Onlar için gizlice topladığı ısırgan otlarından giysi yapmaya devam ediyormuş. Genç prensesin bu yaptığının sebebini anlayamayan prensin kuzeni sürekli onun bir büyücü olduğunu söylüyormuş. Onun cezalandırılması için dedikodu yapıyormuş. Prens önceleri söylenenlere aldırış etmemiş. fakat sonrada o da inanmaya başlamış. Bir gece karısını saraydan çıkarken takip etmiş. Prensesin ot topladığını görünce “Herhalde büyü yapmak için malzeme topluyor” diye düşünmüş. Hemen adamlarına emir vermiş ve karısını zindana attırmış.

Genç prenses zindanda iken bile topladığı ısırganlar ile giysi örmeye devam etmiş. Ve gece tüm giysileri bitirmiş. Ertesi gün genç prensesi yargılamak için kent meydanına götürmüşler. Buradaki mahkeme sonucunda ceza vereceklermiş. Tam mahkeme başkanı kararını açıklamak üzereyken gökyüzünden on bir beyaz kuğu gelmiş ve genç prensesin yanına konmuş. Genç prenses gelen kuğuların kendi kardeşleri olduğunu anlamış. Bitirdiği on bir giysiyi kardeşlerinin üzerine atmış.

Kuğular üstlerine giysileri gelince büyü bozulmuş ve on bir prense dönüşmüş. Yalnız giysilerden birisinin koluna ısırgan otu yetmediği için en küçük kardeşinin kolları kuğu kanadı gibi kalmış. İnsana dönüşen kuğular hemen mahkeme başkanına ve ülkenin prensine yaşadıklarını anlatmış. Kız kardeşlerinin suçsuz olduğunu açıklamışlar. Prens de karısının bir büyücü olmadığına çok sevinmiş. Kendisinden özür dilemiş. Genç prenses kardeşlerine kavuşmanın verdiği mutlulukla başından geçen acı olayları unutmuş. Prensi affetmiş. Hep birlikte saraya dönmüşler. Şölenler düzenlenmiş ve yemekler yenilmiş.

Genç prenses bundan sonra kardeşleriyle beraber yeni sarayında mutlu bir yaşam sürmüş. Yaban kuğuları masalı da böylece sona ermiş.

Facebookta Paylaş