Külkedisi Sindirella masalı oku

Külkedisi masalı diğer adı ile Sindirella masalı olarak bilinir. Sayfamızda Külkedisi Cindirella masalı oku ve külkedisinin hikayesini öğren. En sevilen çocuk masalları arasında yer alan bu masal kahramanı hakkında detaylı bilgi için; Külkedisi Sindirella sayfasını inceleyebilirsiniz. Şimdi bu güzel masalı okumak isteyenler için masalı alt satırlarda paylaşalım.

Evvel zaman içinde, bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar güzeller güzeli yetim bir kız varmış. Annesi öldüğü zaman babası tekrar evlenmiş. Bu yetim kızın babasının evlendiği kadın da önceden evlenmiş ve hem tipleri hem de kalpleri iki çirkin kızı varmış. Üvey annesi olan bu kadın ilk evliliğinden doğan iki kızıyla beraber gelip eve yerleşmiş.

Bu iki üvey kız kardeşi çok kibirli imiş ve yeni kız kardeşleri olan sindirella’dan hiç hoşlanmamışlar. Odasında ne var ne yok hepsini toplayıp, eşyaları ile beraber onu tavan arasındaki odaya fırlatıp atmışlar. Onu sevmedikleri içinde asla bir kardeş gibi davranmamışlar. Evin bütün ev işi artık Sindirella’nın üstüne kalmış. O ise bundan şikayet etmeden kendisinden istenilenleri yapmaya başlamış. Üvey kardeşlerinin ve üvey annesinin kendisine kötü davranmalarına çok üzüldüğü halde bu zor duruma ses çıkartmıyormuş. Hiç kimse ile arkadaşlık etmesine izin verilmediği içinde tavan arasında yaşayan 6 fare, 6 kertenkele ve 1 sıçan ile arkadaş olmuş. Kendisine yemesi için çok az yemek ve ekmek kırıntısı verilmesine karşın bu hayvan arkadaşları ile paylaşıyormuş. Onlar da onu korkutmuyor ve seviyormuş.

Bu arada üvey kardeşleri ve üvey annesi ondan o kadar çok rahatsız oluyorlarmış ki, ev işlerini bitirdiği zaman bile onlarla beraber oturmasına izin verilmiyormuş. Akşamları da çok soğuk oluyormuş. Gene bir akşam, mutfaktaki, sönmekte olan ocağın önünde dururken, ellerini de küllere doğru uzatıp ısınmaya çalışıyormuş. Onu bu halde gören üvey kardeşleri onunla alay etmek için ona “Külkedisi” adını takmışlar.

Ülkenin kralının genç ve yakışıklı bir oğlu varmış. Babası artık oğlunun evlenmesini istiyormuş. Fakat oğlu sevdiği bir kız ile evlenmek istediği için babasının kendisine bulduğu tüm gelin adaylarını reddediyormuş. Bunun üzerine babası ülkedeki genç kızların hepsini görmesi ve oğlunun aşık olacağı kızı bulması için bir davet düzenlemiş. Evlenecek yaşta olan kızların hepsine de davetiye gönderilmiş.

Tabii Sindirella ve üvey kardeşlerinin de evine bu davetiyeden gelmiş. İki üvey kız kardeşe sarayda verilecek bir balo için heyecandan deliye dönmüşler. Herkes bu davette Prens’in evlenmek için kendisine kız seçeceğini biliyormuş. İkisi de hevesle ‘Bakarsın bizden birini seçer, belli mi olur ’ diye düşünmüşler. İki kız kardeş hemen kendilerini güzelleştirmek için hazırlıklara başlamışlar. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar işleri zormuş. zira külkedisi ne kadar güzel bir kız ise onlarda tam tersi çirkinlermiş.

Balo akşamı olmuş. Üvey kardeşler süslenerek baloya gitmişler. Üvey kardeşleri prensin davetine gittikten sonra Sindirella’da mutfakta oturup dalgın ve üzgün bir halde ağlamaya başlamış. O sırada bir kadın sesi gelmiş. “Ne oldu? Neden ağlıyorsun Külkedisi?” diye sormuş ona. Dalgın bir halde ve hıçkırıklar içinde cevap vermiş külkedisi “O baloya bende gitmek istiyordum,” demiş. O kadın sesi yanıt vermiş. “Bunun için üzülme öyleyse, sende gideceksin o baloya” demiş.

Külkedisi bir an kendisine gelmiş ve üzüntüsünden kaynaklanan dalgınlığından kurtulmuş. Sesin geldiği yöne doğru bakmış. Bakmış ama şaşkınlıktan da donakalmış. Hemen yanı başında çok güzel bir kadın varmış. Sesin sahibi kadın; “Sen, sana yapılan tüm kötülüklere karşın hep iyi bir çocuk oldun. Ben senin peri annenim, ve senin dileğini yerine getireceğim!” demiş. Ve ardından eklemiş. “Artık kaybedeceğimiz zaman kalmadı! Hemen bana bir balkabağı getir!”

Şaşkınlık içindeki Külkedisi kendisinden istenileni yapmış ve bir balkabağı getirmiş. Peri annesi sihirli değneğini çıkartmış ve balkabğına dokunmuş. O dokunuşla birlikte, balkabağı aniden altından yapılmış bir faytona dönüşüverimiş. “Şimdi de altı fare bulmalısın demiş.” Külkedisi hemen tavan arasında kendi yemeğinden arttırdığı ekmek kırıntıları ile beslediği altı fareyi alıp getirmiş. Peri anne sihirli değneği ile fareleri de güçlü ve kuvvetli atlara çevirdikten sonra “Bir sıçan ve 6 kertenkele getir” demiş. Külkedisi fareler ile beslediği sıçanı ve altı kertenkeleyi getirmiş. Peri anne sıçanı arabacıya, kertenkeleleri de faytonun arkasında koşacak altı uşağa çevirmiş.

En sonunda sıra Külkedisi’ne gelmiş. Peri değneğiyle Külkedisi’nin yırtık, pırtık giysilerine dokunmuş. Bu sihirli dokunuş ile o yırtık ev eski elbiseler harika bir elbiseye dönüşmüş. Ayaklarında ise bir çift camdan ayakkabı pırıl pırıl varmış. Her şey tamam olunca peri anne külkedisine “Artık gidebilirsin” demiş. Ama arkasından da eklemiş.”Sakın unutma bu sihir tam gece yarısı sona erecek! O saatten önce eve dönmen gerek yoksa üzerindekiler yırtık elbisene araban balkabağına, atlar, fareye, arabacı sıçana uşaklar ise kertenkeleye dönüşecek. Ve sen sanırım yakışıklı prensin seni bu halde görmesini istemezsin?” demiş. “Şimdi git ve dilediğince eğlen.” diyerek onu baloya yolcu etmiş.

Külkedisi balo salonuna gittiğinde gecenin yıldızı olmuş. Baloya katılan kadınlar özellikle de iki üvey kız kardeşi onun muhteşem elbisesine hayran kalmışlar. Terzisinin adını öğrenmek istemişler. Erkeklerin hepsi hiç tanımadıkları bu genç kızı çok beğenmiş ve hepsi onunla dans edebilmek için birbirleriyle yarışa başlamışlar. Tabii Prensde bu güzel genç kızı görmüş. Ve görür görmez de ona aşık olmuş! O andan itibaren tüm erkeklere bu kızla dans etmesini yasaklamış.

Saatler su gibi akıp geçerken rüyalar alemine dalmış bir halde prens ile dans eden Külkedisi duvardaki saati görmüş. O anda saat tam on ikiyi vuracağı andan önce evde olması gerektiği aklına gelmiş ve gitmek istemiş. “Gitme lütfen!” diye koşarcasına uzaklaşan külkedisinin arkasında Prens seslenmiş. Ama Külkedisi bir saniye bile durmadan koşmuş ve oradan uzaklaşmaya başlamış. Sokağa çaktığı anda ise saat tam 12 olmuş ve sihirin etkisi geçmiş. Üzerindeki elbise tekrar eski yırtık haline dönüşmüş. Geriye sadece camdan ayakkabıların bir tanesi kalmış. Diğer tekini ise balo salonundan kaçarken düşürmüş.

Eve dönen Külkedisi tüm gece boyunca uyuyana kadar ağlamış. Bir daha tüm hayatı boyunca asla o akşam yaşadığı kadar kadar harika bir gece yaşamayacağını düşünüyormuş. Ama kendisinin peşinden koşan yakışıklı prens ayakkabının diğer tekini sarayın merdivenlerinde bulmuş. Ertesi sabah Prens dün gece aşık olduğu genç kızı bulmak için tüm evleri tek tek dolaşmaya çıkmış. Büyün genç kızların hepsine tek tek ayakkabıyı denetiyormuş. “Bu ayakkabının sahibi olan ve dün gece karşılaştığım güzel kızı mutlaka bulmam gerek” diyormuş. Sonunda sıra Külkedisi’nin evine gelmiş. Üvey kardeşleri hevesle ayakkabıyı denemişler fakat ikisinde büyük ayaklarına ayakkabı girmemiş bile.

Uğramadığı sadece birkaç ev kalan prens ise umutsuzluk ve üzüntü içinde tam evden ayrılacakken evin hizmetçisi olarak görülen genç kız dikkatini çekmiş. “Hanımefendi,” demiş Prens Külkedisi’ne, “bir de siz deneseniz?” Üvey kardeşler şaşırmış ve kıskançlıkla “Nasıl olur? Ama o davete katılmadı bile” diye haykırarak itiraz etmişler.

Fakat yakışıklı Prens kararında ısrar etmiş. Çünkü daha ilk bakışta Külkedisi’nin ne kadar güzel bir kız olduğu görmüş ve yüzünü sürekli saklamaya çalışan bu kızın dün geceki kız olduğundan şüphelenmiş. Ayakkabıyı denemesi için ayağına geçirdiğinde cam ayakkabı Külkedisi’nin ayağına kalıp gibi oturmuş. Onun dün geceki kız olduğundan emin olan yakışıklı Prens hemen diz çökmüş ve Külkedisi’ne kendisi ile evlenmesini teklif etmiş. Kötü yürekli kıskanç iki üvey kardeşte tüm bu olan biteni öfke ve kıskançlıkla seyretmek zorunda kalmış. Külkedisi Prens’in teklifini kabul etmiş ve ömür boyu beraber mutlu bir hayat yaşamışlar.

Yabancı masallar arasında en sevilen masallardan biri olan Külkedisi sindirella masalı da böylece sona ermiş oldu. Bu masal kahramanını sevenler isterse külkedisi yapboz oyunu için ekli sayfayı ziyaret edebilir.

Facebookta Paylaş